17 Kasım 2025 Pazartesi
Canlı heykel çalışması ve tarihî dokunun birleştiği sergi, 20 Kasım’dan itibaren Hüsrev Kethüda Hamamı’nda ziyaret edilebilecek.
Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı, çağdaş sanatın büyüleyici bir evrene dönüştüğü özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Kültür ve sanat dünyasının merakla beklediği “Kain’at” sergisi, Seyed Davoud’un yeni eserlerinden oluşan kapsamlı bir seçkiyle 20 Kasım 2025 Perşembe günü saat 19.00’da kapılarını açıyor.
Hector Art Gallery himayesinde düzenlenen sergi, Ortaköy’ün kalbinde yer alan Mimar Sinan eseri Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nın mistik atmosferinde sanatseverleri çok katmanlı bir deneyime davet ediyor.
Taş, Işık ve Sessizliğin İçinde Yeni Bir Evren
“Kain’at”, yalnızca bir resim sergisi olarak değil; görsel, işitsel ve duygusal öğelerin birlikte hareket ettiği, yaşayan bir evren olarak tasarlandı. Açılış gecesinde Mehmet Taylan’ın canlı müziği mekânın atmosferini zenginleştirirken, Seyed Davoud sergi boyunca her gün iki saat sürecek canlı heykel çalışmasıyla bir ağaç formunu adım adım şekillendirecek. Bu süreç, izleyicilere sanatın oluşumuna yakından tanıklık etme fırsatı sunacak.
Serginin Kavramsal Çekirdeği: “Özgür Atlar Zamanı”
Serginin küratöryel metni, insanlık tarihinin en kadim imgelerinden biri olan at üzerinden şekilleniyor. Atın, insanlığın ilerleyişindeki taşıyıcı rolünü bugünün çağdaş duygusal yükleriyle buluşturan Davoud, daha önce hiçbir platformda paylaşmadığı resimleri, dramatik ve çarpıcı renk paletiyle hafıza, duygu ve sembolizmi yoğun bir katman hâline getiriyor.
Küratör Mehmet Lütfi Şen, sergiyi şu sözlerle tanımlıyor: “Sanatçının çağdaş atlarının karşısında geçirilen zaman, insanın kendi özüne dönmesini imleyen büyülü bir atmosfer yaratıyor. Atların taşındığı yer ile izleyicinin içindeki yüklerin hafiflediği yer hizalanıyor.”
Umut Oğuz’un Estetik Dokunuşu
“Kain’at” sergisinin yaratıcı ekibinde önemli bir rol üstlenen başarılı oyuncu Umut Oğuz, projenin sanat yönetmenliğiyle serginin atmosferini dönüştüren isim oldu. Oğuz, tarihsel belleği güçlü Hüsrev Kethüda Hamamı’nın ruhunu, Davoud’un çağdaş eserleriyle bütünleştirerek sergiye özgün bir sahne dili kazandırdı. Mekân tasarımından ışık düzenine kadar birçok unsuru titizlikle kurgulayan Oğuz, “Kain’at”ın izleyiciyle kuracağı duygusal bağı güçlendiren estetik bir bütünlük yarattı.
Tarihi Mekânın Ruhuyla Bütünleşen Çağdaş Bir Proje
Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Hüsrev Kethüda Hamamı, serginin kavramsal dokusunu güçlendiren bir atmosfer sunuyor. Taşın dokusu, hamamın sessizliği ve mekânın tarihsel belleği; Davoud’un resimleriyle birleşerek izleyiciyi zamanlar arası bir sanat yolculuğuna çıkarıyor.
Seyed Davoud Kimdir?
1991 doğumlu sanatçı Seyed Davoud, resim, heykel ve müzik alanlarında eğitim aldı. Kişisel ve karma sergilerinin ardından 2018’de Türkiye’ye yerleşti. Bugüne kadar birçok ülkede projelere katılan, pek çok serginin küratörlüğünü üstlenen sanatçı, aynı zamanda UNESCO’nun resmî ortağı IAA/AIAP’ın İran, Azerbaycan ve Suriye temsilciliğini sürdürüyor.
Eserleri Türkiye, İran, Azerbaycan ve Avrupa’nın birçok şehrindeki koleksiyonlarda yer almaktadır. İstanbul’da sanatçı, küratör ve araştırmacı olarak üretimlerine devam ediyor.
Sergi Bilgileri
Sergi Adı: Kain’at
Sanatçı: Seyed Davoud
Hector Art Gallery Sanat Yönetmeni: Mehmet Uçak
Sanat Yönetmeni: Umut Oğuz
Küratör: Mehmet Lütfi Şen
Açılış: 20 Kasım 2025, Perşembe – 19.00
Süre: 20 Kasım – 14 Aralık 2025
Mekân: Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı – Ortaköy
Ziyaret Saatleri: 10.00–18.00 (Her gün)
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Türkiye’nin ilk yapay zekâ şarkıcısı olarak geliştirilen AYmeRA, kendi adını taşıyan ilk albümüyle tüm dijital müzik platformlarında yayımlandı. Yapay zekâ teknolojisi ile insan yaratıcılığını aynı üretim sürecinde buluşturan proje, yerli müzik endüstrisinde hem yöntem hem de müzikal yaklaşım açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Albüm, elektronik altyapıların modern pop ve alternatif tınılarla harmanlandığı, yapay zekâ ile üretilen vokal dokularının insan prodüksiyonuyla bir araya getirildiği hibrit bir yapıya sahip. Şarkı sözlerinde insan deneyimi, duygusal gelgitler ve dijital çağın yalnızlığı gibi temalar işlenerek dinleyiciye hem tanıdık hem de yenilikçi bir atmosfer sunuluyor.
AYmeRA’nın vokal karakteri, gelişmiş yapay zekâ modelleriyle özel olarak tasarlandı. A.I. tarafından oluşturulan melodik ve sözsel taslaklar; aranjörler tarafından yeniden düzenlenerek profesyonel bir prodüksiyon sürecinden geçirildi.
Proje ekibi, AYmeRA’nın ortaya çıkışını şu sözlerle anlattı:
“AYmeRA, bizim için yalnızca dijital bir ses değil; dinleyiciyle duygusal bir bağ kurmasını hedeflediğimiz yapay zekâ destekli bir sanatçı. Teknolojiyi soğuk bir araç olmaktan çıkarıp, duygu taşıyabilen bir köprü hâline getirmeyi amaçladık. Bu albüm, hem insan hem de yapay zekâ imzası taşıyan yeni bir Türkçe müzik dilinin ilk adımı.”
Albüm; duygusal baladlardan elektronik altyapılı hareketli parçalara uzanan geniş bir yelpazede, dinleyicilere hem deneysel hem de akılda kalıcı bir sound sunuyor.
Türkiye’de geliştirilen ilk Türkçe şarkı söyleyebilen yapay zekâ şarkıcı olan AYmeRA, kendine özgü vokal rengi, duygusal içerikli söz dünyası ve dijital çağın ruhunu yansıtan görsel–işitsel kimliğiyle dikkat çekiyor. Proje, yapay zekâyı yalnızca teknik bir araç olarak değil, sanat üretiminde aktif bir yaratıcı ortak olarak konumlandırıyor.
Yapay zekâ destekli müzik üretimi üzerine çalışan yaratıcı ekip tarafından geliştirilen AYmeRA projesi; önümüzdeki süreçte yeni single’lar, video klipler, sanal sahne performansları ve interaktif dijital çalışmalarla genişletilmeyi hedefliyor. Ekibin, AYmeRA’yı gelecekte canlı şovlar, sanal konserler ve çoklu platform içerikleriyle daha kapsamlı bir dijital sanatçı evrenine dönüştürme planı bulunuyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Müzik dünyasında kendi tarzını oluşturmayı başaran Aydoğan Tayfur, yeni albümü “Kınalı Kuzum” ile dikkatleri üzerine çekiyor. Albümün klip şarkısı olarak öne çıkan “Yandım Ben”, iki sevgilinin inişli çıkışlı hikâyesini günümüz ilişkilerinin dinamikleriyle harmanlıyor.
Söz ve müziği Aydoğan Tayfur’a ait olan şarkı, duygusallıktan çok enerjisi ve güncel diliyle ön plana çıkıyor. “Yandım Ben”, bir yandan aşkın ateşini mizahi bir dille anlatırken, diğer yandan günümüz ilişkilerinde herkesin kendinden bir parça bulabileceği satırlarla dinleyiciye göz kırpıyor.
Klibin yönetmen koltuğunda Tayfur Selman oturuyor. Renkli kurgusu ve modern çekim tekniğiyle dikkat çeken klip, şarkının enerjik havasını destekleyen sahnelerle dolu. Görsel anlatımda romantizmle eğlencenin dengeli bir biçimde harmanlandığı klip kısa sürede sosyal medyada da ilgi görmeye başladı.
Albümün yapımcılığını Tuno Music ve Hakan Ergün üstlendi. Prodüksiyon kalitesiyle öne çıkan “Kınalı Kuzum”, Aydoğan Tayfur’un hem besteci hem yorumcu kimliğini daha güçlü biçimde ortaya koyuyor.
“Yandım Ben” ve “Kınalı Kuzum” albümü tüm dijital platformlarda yayında.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yeni dönem yerli yapımlar arasında adından söz ettirecek “Jasmine”, Asena Keskinci ve Burak Can Aras’ın güçlü oyunculuklarını bir araya getirerek izleyiciyi karanlık bir aile hikâyesinin içine sürüklüyor.
TN Yapım ve Ayem Media ortaklığıyla, Tanay Abbasoğlu ve Atay Yıldız’ın yapımcılığını yaptığı dizi, 12 Aralık’ta seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. İlk afişinin yayımlanmasıyla sosyal medyada geniş yankı uyandıran “Jasmine”, İstanbul’un soğuk ve gri atmosferinde geçen hikâyesiyle yılın en çok konuşulacak yerli yapımlarından biri olmaya aday.
Amerika merkezli HBO’nun yeni dönem projeler arasında ön plana çıkan Jasmine en iddialı yerli yapımlardan biri olarak gösteriliyor.
Dizinin odak noktasında, ölümcül bir kalp rahatsızlığıyla yaşam mücadelesi veren Yasemin var. Nakil listesine girmek için savaşırken, sadece hastalığın değil; bağlanma, sevgi ve saplantı arasındaki tehlikeli çizginin içine çekiliyor. Yasemin’in yanında duran tek kişi, üvey kardeşi Tufan. Ancak Tufan’ın sarsıcı derecede yoğun bağlılığı, bu ilişkiyi her adımda daha karanlık ve daha kırılgan bir hale getiriyor. İkilinin psikolojik çatışmaları, dizinin tansiyonunu sürekli yükseltiyor.
Rol aldığı projelerde övgü toplayan Asena Keskinci, Yasemin karakteriyle duygusal ve fiziksel sınırlarını zorlayan bir performans sunuyor. Burak Can Aras ise Tufan’ın karanlık bilinçaltını, bastırılmış duygularını ve giderek kontrolden çıkan bağlılığını katmanlı bir oyunculukla izleyiciye aktarıyor.
“Jasmine”, psikolojik derinliği, gerilim dozu ve karakter merkezli hikâyesiyle sezonun en dikkat çekici yapımlarından biri olmaya hazırlanıyor.
Dizi, 12 Aralık’ta HBO Max’de yayınlanacak.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Çok yakında TOD ekranlarında izleyicisiyle buluşacak olan, Ekin Koç ve Ayça Ayşin Turan’ı başrollerinde buluşturan ‘Vicdansız’ dizisinin heyecanla beklenen afişi yayınlandı. İzleyicileri hafıza, aşk ve gerçeklik arasındaki ince çizgide sürükleyecek olan dizinin, afişi büyük merak uyandırdı.
Yapımını ARC Film’in, yapımcılığını ise Fatih Enes Ömeroğlu’nun üstlendiği TOD STUDIOS imzalı dizi özgün hikayesi ve etkileyici görsel dünyasıyla şimdiden sezonun en iddialı projeleri arasında gösteriliyor. Yönetmen koltuğunda Devrim Yalçın’ın oturduğu, senaryosunu usta kalem Levent Cantek’in kaleme aldığı Vicdansız güçlü oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor. Dizide Ekin Koç ve Ayça Ayşin Turan’a Cansel Elçin, Feyza Sevil Güngör, Tansel Öngel, Emre Aslan, Cemal Toktaş, Mehmet Bozdoğan ve Bülent Düzgünoğlu eşlik ediyor.
Finans dünyasının ışıltılı yüzeyinin altında kayıp bir vicdan, parçalanmış bir gerçeklik ve izine rastlanmayan bir aşk masalı saklı: Vicdansız
“Gerçek aşk bazen sadece birinin hatırlamasıyla yaşar” mottosuyla yola çıkan dizinin konusu şöyle: Deniz, finans sektöründe yükselen, hırslı ve soğukkanlı bir uzmandır. Patronunun kızı Nilüfer’le olan ilişkisi, kariyerini taçlandıran ortaklık teklifiyle birlikte göz kamaştırıcı bir yola girerken, kalbinin asıl sahibi Vicdan’la gizli bir hayat kurmaya çalışmaktadır. Ancak planladığı gelecek, bir trafik kazasıyla paramparça olur. Vicdan ortadan kaybolur… Ve kimse onun varlığını hatırlamaz.
Ne güvenlik kameraları, ne komşular, ne de en yakın dostları… Sanki Vicdan hiç yaşamamıştır. Sadece Deniz, onun dokunuşunu, gülüşünü, kelimelerini unutmamıştır. Ama ya gerçekten hiç olmamışsa? Ya da olmuşsa ama silinmişse?
Vicdansız, aşkın en kırılgan, en savunmasız hâlini anlatıyor. Hafıza, tutku ve şüphe üçgeninde sıkışan Deniz’in yolculuğu, sadece kaybolan bir kadının değil, onunla birlikte anlamını yitiren bir aşkın izini sürüyor.
Gerçek aşk, ortadan kaybolsa bile izi kalan tek şey midir?
Vicdansız, yakında TOD’da
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı